7 Şubat 2011 Pazartesi

Cilt Bakımında Yanlış Bİlinenler...

Günümüz kadını için cilt bakımı vazgeçilmezler arasında yer alıyor. Ancak iş, öyle arkadaş tavsiyesiyle, etraftan duyduklarınızla olmuyor. İyisi mi siz yazımızı okuyup, bilgilerin doğrularını öğrenin. Vücuttaki en büyük organ cilt ve özellikle de kadınlar cilt bakımıyla son derece ilgili. Ancak bu konuda nelerin yapılması ve nelerin yapılmaması gerektiğine dair o kadar çok söylenti var ki, durumu açıklığa kavuşturalım istedik. Çoğu kadın, nasıl bir cilt bakımı uygulayacağı konusunda oldukça mantıklı fikirler öne sürse de, iş uygulamaya gelince, yapılanlar söylenenlerden farklı olabiliyor.
Yüzümü suyla yıkıyorum. Bu nedenle de toniğe ihtiyacım yok.
Yüzünüzü suyla yıkamanızda hiçbir problem yok. Hatta cildinizi bir sütle temizledikten sonra, yüzünüze bir su çarpmanızda da sakınca yok. Sorun, cildinizin yaklaşık 5.5 seviyesinde pH seviyesine sahip olması. Oysa bu oran suda, oturduğunuz bölgeye ve kullandığınız suyun sertliğine göre, 9.5 e kadar çıkabiliyor. Tonik ise, cildinizin asit seviyesini normale döndürüp, dengeyi sağladığından, su kullanarak bu dengeyi tekrar bozmuş oluyorsunuz. Piyasada satılan tonikleri daha dikkatli inceleyip kendinize uygun bir tanesini seçebilirsiniz. 
Gece kremim, gündüz kremimden daha yoğun olmalı.
Bu kişisel seçeneğe bağlıdır. Bazı kadınlar gece kullandıkları ürünün, günlük olarak kullandıklarından daha ağır olmasını isterler ama aslında daha yoğun bir kreme ihtiyaç yoktur. Belki gündüz kullandığınız kremden daha farklı özelliğe sahip bir ürünü tercih edebilirsiniz, mesela sıkılaştırıcı, ya da yaşlanmayı geciktirici ürünler gibi. Ama bunları da hafif ürünlerden seçebilirsiniz. Hem böylece sanki yastığınız yüzünüze yapışacakmış gibi bir kalıt da bırakmaz.
Gündüz ve gece ürünlerim farklı olmalı.
Bu yanlış bir bilgidir. Eğer cilt probleminiz yoksa, tek yapmanız gereken bunu korumak için cilt bakımı yapmanız. Kullandığınız ürünleri de günde iki kez kullanabilirsiniz. Bazıları SPF içeren ürünleri gece kullanmak istemez ama aslında bunda problem yoktur. Diğer seçenek de SPF içermeyen bir nemlendirici kullanmak ve gündüzleri de güneşten koruyan bir ürünü de bunun üzerine sürmektir. Ama amaç az üründe çok iş başarmak, işinizi kolaylaştırmaksa, ikinci seçenek size fazla yardımcı olmayacaktır.
Gece cildime bir şey sürmezsem, cildim nefes alabilir.
Bu düşünce ağır gece kremi kullanmakla ilgi rivayete dayanır. Bazı cilt bakım uzmanlarına göre, gece cildinizi temizledikten sonra, başka bir ürün sürmezseniz, cildiniz kendi dengesini bulur. Bu noktada kendinizin nasıl hissettiği önemlidir. Cildinizi temizledikten sonra, yüzünüze bir şey sürmeniz gerektiğini hissediyorsanız, sürün. Aksi takdirde sürmeseniz de olur. Ancak şunu da unutmamak gerek ki, geceleri cildin kendini yenilemesi için uygun bir zamandır. Bu zamandan faydalanmak iyi olabilir.
Temizleyicim, göz makyajı temizlemekte de kullanılıyor. Bu nedenle ayrı bir ürün kullanmıyorum.
Eğer çok az makyaj yapıyor, ya da kullandığınız temizleyicinin makyajınızı nazikçe ve tamamen temizlediğini düşünüyorsanız, o zaman sorun yok. Bazı ürünlerin formülü, ayrıca bir göz makyajı temizleyicisi kullanımına gerek bırakmayacak şekilde hazırlanmıştır. Ama gözlerinizi tam anlamıyla temizlemek için onları iyice ovalamanız gerekiyorsa, o zaman ikinci bir ürüne ihtiyacınız var. Cilt esnek olduğunda, onu çekiştirip durduğunuzda, erken kırışıklıklara sebebiyet vermiş olursunuz.
Su, cildimi kurutuyor.
Cilt tipiniz ne olursa olsun, su aslında cilt için iyidir. Kaçınmanız gerekense, suyun cildinizde doğal olarak kurumasıdır. Bu olduğunda, su buharlaşır ve cildinizde bulunan doğal suyu da beraberinde götürür. Bu da cildinizin gerilmesine sebep olur. Yüzünüzü yıkayıp, kurular, uygun toniği kullanırsanız, sorun kalmaz.
Çok her zaman iyidir.
Cilt, bir üründen sadece belli miktarları kabul eder ve bunun fazlası buharlaşıp heba olur. Ürünün tamamı cilde nüfuz etse, gerekenden fazlasının gidebileceği bir yer yoktur. Bu da, gözeneklerin tıkanmasına ve birikimlere sebep olur. Bu nedenle ürünü az sürün. Fazlasına ihtiyacınız varsa ekleyebilirsiniz. 
Göz kremi göz bölgesinin tamamına sürülmelidir.
Hiç de iyi bir fikir sayılmaz. Göz kremi, yüz kreminden çok farklıdır. Cildin içine nüfuz etmez, yüzeye yayılır. Sürdüğünğüz miktar, bir pirinç tanesinden fazla olmamalıdır. Üstelik de bu miktar, iki göz için birden kullanılan miktardır. Gündüz, sadece göz altına sürüp, gece de tüm göz çevresine sürün. Bunun nedeni, gün içerisinde göz kremini tüm göz çevresine uygulamak, farınızın yayılmasına ve ince bir çizgi halinde iz bırakmasına sebep olur. Eğer göz makyajı yapmadıysanız, o zaman tüm göz çevresine günde iki kez uygulayabilirsiniz. Ancak kullandığınız ürüne dikkat edin. Eğer tüm göz bölgesi için üretilmemiş ve test edilmemişse, şiş gözlerle uyanabilirsiniz.
Vazelin ve bebek yağı harika makyaj temizleyicilerdir.
Gerçek şu ki, oldukça etkilidirler ama onları kullanmak hiç de iyi bir fikir değildir. Petrol bazlı olduklarından suyla parçalanmazlar. Bu nedenle de göz üzerinde tabaka bırakırlar. Bu da göz makyajızın akmasına sebep olur. Bunun yerine yağlı bir göz makyaj temizleyicisi kullanın. Bunlar suyla çözüldüklerinden bu tür problemlere sebeiyet vermezler.
Vazelin ve bebek yağı harika nemlendiricilerdir.
Cevap gene hayır. Bu ürünler tuzak gibidir. Eğer cildiniz kurumaya meğilliyse, denize/havuza girmeden önce vazelin sürebilirsiniz, bu anlamda iyi bir bariyer görevi görür. Vazelin sizi sert rüzgarlardan ve soğuktan da korur ama kesinlikle nemlendiricinin üzerine sürülmelidir. Bebek yağı, bebeklerin nemli cildine sürülüp, bu nemi sabitlemek için üretilmiştir. Vazelin ya da bebek yağını nemlendirici yerine kullanırsanız, cildi bloke eder. Bunun sonucunda da cilt kendi lipitlerini ve nemini üretemez hale gelir.

5 Şubat 2011 Cumartesi

SAÇLARDA KEPEKLENME NASIL ÖNLENİR?



 
Yüz derisinde olduğu gibi, saç derisinde ve saçlarda da bünye özelliklerine göre farklılıklar söz konusudur.
Aslında kepeklenme, derinin kendini yenilemesinin bir sonucudur. Kepeklenme, iki durumda bizler için problem haline gelir. Derinin fazla yağ üretimi nedeniyle kepekler bir kabuk gibi kafa derisine yapışır. Bu durumda saçların dip tarafı yağlı diğer kısımlar ise kurudur.
Yağ bezlerinin az yağ üretmesi durumunda ise, kafa derisi kuru olduğu için kepekler etrafa uçuşur. Bu durumda saçlar da genellikle cansız ve kırılgan olur.

İçsel Nedenleri :
-Hormonal dengesizlikler
-Sağlık sorunları
-Fazla terleme
-Yetersiz temizlik/hijyen
-Alerjik hassasiyetler
-Yorgunluk
-Duygusal stres
-Fazla oranda şeker, yağ, nişasta tüketimi
-Dengesiz/yanlış beslenme
 
Dışsal nedenleri :

-Abartılı saç spreyi, saç jölesi veya saç jeli kullanmak
-Saç boya maddelerinin yanlış kullanımı
-Elektrikli bigudilerinin yanlış kullanımı
-Soğuk hava ve kuru mekan sıcaklıkları
-Sıkı şapka veya eşarplar
-Saçın seyrek yıkanması veya iyi durulanmaması
-Stres, panik, tansiyon
 
Kepekli saçlar için :
2 çorba kaşığı limon suyu veya sirkeyi 4 su bardağı suya ilave edip ılıtın.
Saçlarınızı yıkadıktan sonra bu karışımla durulayın.
 
Kepek problemi olan kişiler :
-Saçlarınızı sık yıkayın ve mutlaka çok iyi durulayın.
-Dengeli beslenin (karbonhidratı özellikle azaltın)
-Kükürtlü şampuanla saçınızı yıkayın.
-( Haftada 1 ya da 2 kez) B vitamini kullanın.
-Kekik ve sarımsak kepeğe karşı etkilidir.

Sizin saçlarınız da yağlı, kuru, kepekli, cansız veya kırılgansa, önerilerimizi uygulayıp sağlıklı saçlara kavuşmanız işten bile değil!
 
Yağ Şampuanı (Kuru saçlar için)
2 yemek kaşığı dolusu susam yağı, bademyağı veya ayçiçeği yağı ve 3–4 yemek kaşığı dolusu nohut unu hazırlanır. Saçlar yıkanmadan önce, seçilen yağ ile masaj yapılır. Sonra, artan yağ ile nohut unu karıştırılıp, belki biraz da sıcak su eklenerek, akışkan bir lapa haline getirilir. Bu lapa ile saçlar şampuanlanır ve iyice durulanır.
 
Lavanta Şampuanı (Tüm saç tipleri için)
100ml hazır bitkisel şampuana 4 damla lavanta ve 4 damla okaliptüs yağı eklenir ve çok iyi karıştırılır. Bu karışım saçlara canlılık verir.
 
Limon Şampuanı (Yağlı saçlar için)
5 yemek kaşığı dolusu ince kıyılmış ısırgan otu yaprağı yarım litre soğuk suya eklenip, kaynama derecesine kadar ısıtılır, 15 dk. demlendikten sonra süzülür. Bu arada, bir limonun suyu sıkılır. Ayrıca 2 yumurta sarısı çalkalanır. Limon suyu, yumurta sarısı, 5 damla limon yağı ve bir tatlı kaşığı dolusu hazır bitkisel şampuan, ısırgan otu çayına eklenerek karıştırılır. Saçlar bu şampuanla yıkanır ve iyice durulanır.
 
Yağ Friksiyonları
Yağ friksiyonları her saç tipi için yararlıdır, ama özellikle hırpalanmış ve kuru saçlar, uçlarına kadar bu bakımdan yararlanırlar. Şifalı bitki çayları ile birlikte de kullanılabilen değerli bitki yağları, saçlara canlılık, esneklik ve parlaklık kazandırır, zararlı çevresel etkilerden korur, perma, çok sıcak fön çekme ve sürekli boyanın olumsuz etkilerine karşı dayanıklılık kazandırır.
 
Yağ Friksiyonu (Kuru ve yıpranmış saçlar için)
25 ml badem yağı (veya kabak çekirdeği yağı) ve 25 ml zeytinyağı karıştırılır ve saçlara friksiyon yapılır. Daha sonra saçlar bir havlu ile örtülerek, birkaç saat veya gece boyunca bekletilir.
 
Yağ Friksiyonu (Boya, perma vb. sırasında yapısal zarar görmüş saçlar için)
40 ml tatlı badem yağı ve 20 ml hintyağı karıştırılarak saçlara ve özelikle de saç uçlarına iyice yedirilir. Bir saat süreyle bekletilir.
 
Yağ Friksiyonu (Kepeğe karşı)
10 damla ökaliptus yağı, 15 damla biberiye yağı ve 50 ml jojoba yağı sıcak su banyosunda ısıtılarak iyice karıştırılır ve kafa derisine ve saçlara yedirilir.
 
Yağ Friksiyonu (Yağlı saçlar için)
12 damla bergamot yağı (turunç kabuğu yağı), 13 damla lavanta yağı ve 50 ml jojoba yağı, sıcak su banyosunda ısıtılarak iyice karıştırılır ve saçlara yedirilir.

4 Şubat 2011 Cuma

Dolmabahçe

İstanbul

The Gate of the Sultan
The Dolmabahçe Palace (Turkish: Dolmabahçe Sarayı, in Istanbul, Turkey, located on the European side of the Bosporus, served as the main administrative center of the Ottoman Empire from 1856 to 1922, apart from a twenty-year interval (1889-1909) in which the Yıldız Palace was used.

The Dolmabahçe Palace was ordered by the Empire's 31st Sultan, Abdülmecid I, and built between the years 1843 and 1856. Hacı Said Ağa was responsible for the construction works, while the project was realised by architects Garabet Balyan, his son Nigoğayos Balyan, and Evanis Kalfa. The construction works cost five million Ottoman mecidiye gold coins, the equivalent of 35 tonnes of gold. Fourteen tonnes of gold in the form of gold leaf were used to gild the ceilings of the 45,000 square metre monoblock palace, which stands on an area of 110,000 m².

Ölüm

Ölüm, bir canlı varlığın (insan, hayvan ve bitkinin) hayati faaliyetlerinin kesin olarak sona ermesidir. Canlı varlıkların herhangi bir dokusunun canlılığını kaybetmesine de ölüm denir. Canlının ölümünden bahsedebilmek için, hayati faaliyetlerin bir daha geri gelmemek üzere sona ermesi şarttır. Zira boğulma, donma, zehirlenme tehlikesi geçiren ve kalbi duran kişilerde suni teneffüs ve kalp masajı yapılarak, durmuş gibi görünen solunum ve dolaşım fonksiyonlarının tekrar başlatılması çok kere mümkün olmaktadır.

Ölüm Semptompları 

Bir kişinin öldüğünün belirtileri:
  • Pallor mortis, solukluk, ölümden itibaren ilk 120 dakika içinde gerçekleşir.
  • Algor mortis, vücut ısısında geri dönüşü olmayan düşüş
  • Rigor mortis, ölüm katılığı, kasların ölünen haldeki kasılma/gevşeme durumunda aynen kalması
  • Livor mortis, Kanın vücudun alt bölümlerinde toplanması
  • Dekompozisyon, çözünme, bedenin daha basit yapı taşı maddelerine ayrılması

Ölümden evvel, kısa veya uzun olmak üzere agoni ismi verilen bir can çekişme devresi sözkonusudur. Bu devre, müzmin hastalıklarda uzun, ani ölümlerde ise kısa olur. Bu devrede, dolaşım ve solunum sistemlerinde iyileşmesi mümkün olmayan değişiklikler meydana gelir. Agoni devresi birkaç dakikadan, birkaç güne kadar uzayabilir. Bu devredeki bir şahıs, tam olarak sessizlik ve hareketsizlik içinde bulunur, dış uyarılara karşı tepki çok azalmış veya kaybolmuştur. Bütün sistemlerin çalışması bozulmuştur. Bazen, bozukluklar düzelir gibi olur, şahıs kendini çok iyi hissettiğini bile söyleyebilir. Bu durum, ölüm öncesi görülebilen geçici bir iyilik halidir. İlk önce görme, son olarak işitme duyusu kaybolur. Gözler yukarı ve dışa tavana bakıyormuş gibi bir hal alır, gözbebekleri genişler. Göz akı ve göz kenarlarında yapışkan bir sıvı toplanır. Göz parlaklığını kaybeder, arkaya doğru çöker. Refleksler ortadan kalkar. Alından soğuk iri taneli terle birlikte son bir gözyaşı damlası gelebilir, şahıs ağlıyor gibidir. Nabız oldukça zayıflar. Kalp sesleri güçlükle ve çok hafif duyulur, el ve ayaklar soğur, fakat şahsın iç harareti bazan 42-43° dereceye kadar yükselir. Salya, sümük, idrar, pislik, meni dışarı çıkar ve neticede ölüm husule gelir. Bazı agoni durumlarında şuur kapalı olmakla birlikte akli melekeler, zeka ve şuur bozulmaz.
Ölümün birinci dönemi, fonksiyonel, klinik veya formatik ölüm dönemidir. Bu dönemde kişilik kaybolur. Ölümün ikinci dönemiyse hücrelerin ölümü veya moleküler ölüm dönemidir.
Kalp nakli ameliyatlarından önce klinik ölüm; dolaşım, solunum ve sinirle ilgili organların faaliyetlerinin son bulması şeklinde kabul ediliyordu. Kalp nakli ameliyatlarından sonra ölümün tarifindeki fikir ve araştırmalar değişik bir yön almıştır ve neticede beyin ölümü terimi ortaya çıkmıştır. Beyin ölümü yani klinik ölüm, beynin bütün faaliyetlerinin durması ve bütün tedavilere rağmen geri dönmeyecek şekilde kesilmesidir. Bu ölümde, dolaşım ve solunumu çalıştıran cihazlar çıkarılınca, solunum ve dolaşımın durmaları da esas alınmaktadır. Beyin faaliyetlerinin durması, elektroansefologramda düz bir çizginin görülmesiyle anlaşılır.
Ölüm teşhisinde kullanılan çeşitli metodlar sözkonusudur. Hekimlerce göz önünde bulundurulan ölüm belirtilerinden bazıları şunlardır:
Solunumun durması
Ölünün göğsüne bir bardak su konur. Canlıda solunum dolayısıyla su yüzeyi titrer. Ölünün ağzına ayna tutulur. Solunum varsa ayna buğulanır; fakat bu yol, eski bir usuldür. Cesetteki kokuşma dolayısıyla da ayna buğulanabilir.
Kalbin durması
Vücudun hiçbir yerinden nabız hissedilemez, kalp sesleri işitilmez, elektrokardriyogramda düz bir çizgi görülür ki, ölüm teşhisi yöntemlerinin en doğru sonuç vereni budur. Kan dolaşımının durduğu da çeşitli deneylerle tespit edilebilir.
Kanın tetkiki
Uzun süren hastalıklarda ölümden sonra pıhtılaşma olur, boğulma şeklinde ve ani ölümlerde ise, kan sıvı halinde kalır. Canlıda kan bazik reaksiyon verir. Ölümden 2-3 saat sonra ise, kan asidik reaksiyon verir.
Ölümden sonra deri elastikiyetini kaybeder
soluk beyaz ve sarımtrak bir renk alır. Deride yara açılırsa, yaranın dudakları genişlemez, yakılırsa kan ve su toplanması görülmez.
Gözdeki bütün refleksler kaybolur
Gözbebekleri genişlemez olup, ışığa cevap vermez.
ABD'deki bir kanun maddesine göre ölümün tarifi:

  • Dolaşım ve nefes alma fonksiyonları, geriye döndürülmez bir şekilde durduğu zaman,
  • Beyindeki (beyin sapı dahil) bütün fonksiyonlar durduğu zaman ilgili şahıs ölü kabul edilir.
Bitkisel hayatta ise beynin kortikol faaliyeti durmuş, ama beyin sapı faaliyetleri devam etmektedir. Yani şahıs görmez, konuşmaz, işitmez, hareket edemez, fakat dolaşım, solunum ve bazı otomatik hareketler (uyuma, sindirim...) devam etmektedir.
Ölünün yüzünde, durumunda, ölümünden sonra görülebilen değişiklikler başlar. Ölünün yüzünde, ölüm halindeyken gördükleri sebebiyle, korkunç veya gülüyormuş gibi bir şekil husule gelebilir. Ölümden sonra bütün kaslarda gevşeme olur. Göz kapakları kasları gevşediğinden kapaklar arası açık, yarı açık veya kapalı olabilir. Bazan bu açıklık devamlı kalır, bazen açık olan gözkapakları arası birkaç saat sonra daralır. Ölümden hemen sonra ağız açılır, çene aşağıya düşer, ölü katılığı husule gelince, ağız bir santimetre kadar kapanır. Ölümden sonra kişi, yer çekimi kanununa uyarak yere düşer. Ölüm nerede vuku bulursa kişi orada kalır. Ölü katılığı halinde ise kişi, ölüm anında bulunduğu pozisyonu muhafaza eder. Mesela su içerken bir eli bardakla ağzında, oturur vaziyette bulunabilir. Ölü katılığı çözülünce bu durum da bozulur.
Isısı 5-15 derecede olan bir yerde, yeni ölen bir şahıs saatte 1 derece soğuyarak 24 saat sonra bulunduğu yerin ısısıyla aynı dereceyi bulur. Ölen şahıs, çevre ısısına bağlı olarak su kaybeder ve neticede ağırlığı azalır. Gözün üstünde göz salgısı toplanmasından dolayı örümcek ağı meydana gelir.
Ölümden sonra yer çekimi etkisiyle damarlardaki kan, cesedin alt kısımlarında toplanır ve koyu mor renkte ölü lekeleri meydana gelir. Ölü lekeleri vücudun yere dokunan kısımlarında husûle gelmez.
Ölümden sonra kaslarda sertleşme olur ki, buna ölü katılığı ismi verilir. Ölü katılığı halk arasında iyi bilindiğinden cesedin çenesi ve iki ayağı biçimsiz şekil almasın diye bağlanır. Ölü katılığı bazen hafif ve kısa zamanda geçen şekilde olmak üzere her ölende meydana gelir. Çok nadiren görülmeyebilir. Ölü katılığı, genellikle önce alt çenedeki adalelerden başlar. Sonra sırasıyla boyun, yüz ve gövdedeki adalelerde meydana gelir. Ölümden genellikle 2-3 saat sonra başlar, ölü katılığı 30 saat içinde tam bir şekilde meydana gelip, kokuşmanın başlamasıyla 48-72 saat sonra çözülür.

Hukuktaki ölüm

İnsan hayatının tamamen tükenmesi olan ölümle hukuki şahsiyet (kişilik) sona erer. Ölen kimse herhangi bir borç altına giremez ve hak sahibi olamaz. Ölen kimseye karşı veya onun adına dava açılamaz. Kaide olarak ölümün ispatı, nüfus sicilindeki kayıtlarla yapılır. Bir kimse nüfus sicilinde ölü görünüyorsa, bunu ileri süren tarafın sırf bu kayıtları delil olarak göstermesini adli makamlar yeterli görüyor. Aksini iddia eden kimse çeşitli delillerle iddiasını ispat etme hakkına da sahiptir.
Ölüm sicilleri nüfus memurluklarınca tutulur. Ölen her kimsenin ölüm sicilinin tutulması için, en geç on gün içinde nüfus memurluğuna bildirilmesi lazımdır. Bundan başka hakim tarafından gaib kararı verilmiş veya ölümüne muhakkak nazarıyla bakılan bir tehlike içinde kaybolan ve ölüsü bulunmayan kimse de (mahallin en büyük mülkiye amirinin emriyle) ölüm siciline ölü olarak kaydedilir.

Spiritüalizm'de ölüm 

Spiritüalizm’de ölüm dezenkarnasyon terimiyle ifade edilir ve “ruh ile yoğun (fiziksel) beden arasındaki ilişkinin kesin olarak kesilmesi” şeklinde tanımlanır. Fakat buradaki “etten ayrılma” ifadesi vücudun içinden çıkıp gitmek anlamında değil, ruhun vücut üzerindeki hakimiyetini durdurması, vücudu etki altında tutmayı bırakması anlamında kullanılır; çünkü madde-dışı bir varlık olan ruh için, mekanla ilgili olan girmek ve çıkmak fiilleri kullanılamaz.

Ölürken Hissedilenler 

Boğulma
Kişi ilk anda büyük panik yaşıyor. Nefesini tutuyor. Ardından su ciğerlerine doldukça bir yanma ve yırtılma hissi duymaya başlıyor. Son olarak hissettiği şey ise sakinlik ve dinginlik oluyor. Oksijen alamadığı için bilinci kapanıyor, ardından ölüyor.

Yanma
Yanıklar, çok şiddetli acıya yol açıyor. Sinir uçlarının yanması ise bu acı hissini bir süre sonra ortadan kaldırıyor. Ardından kişi biraz his kaybına uğruyor. Yanarak ölen kişilerdeki asıl ölüm nedeni çoğunlukla zehirli gazların solunması ve nefessizlik oluyor.

Kafanın kopması
Uzmanlara göre beyin, kafa koptuktan sonra saniyelerce fonksiyonlarını sürdürüyor. Fransa'daki raporlara göre 18'inci yüzyılda giyotinli idamlarda kopan kafada 30 saniye kadar yüz mimikleri görülüyordu.

Yüksekten düşme
ABD'deki Golden Gate Köprüsü'nden atlayan 100 kurban, akciğerin iflas etmesi, kalbin patlaması ve kırık kaburgaların iç organlara zarar vermesi sonucu öldü.

Elektriğe kapılma
Evde bir şekilde elektrik akımına kapılma kalbi durdurabiliyor. 10 saniye sonra da bilinç kapanıyor. Ancak elektrikli sandalyede idam edilen mahkûmların ölüm nedeni beynin aşırı ısınması ya da boğulma oluyor.

Kan kaybı
1.5 litre kan kaybeden kişi kendini halsiz, susamış ve korkmuş hissediyor. İki litre kan kaybedildiğinde baş dönmesi ve bilinç kaybı başlıyor.

Dekompresyon(Basınç Kaybı)
Ani basınç kayıplarından kurtulanlar göğsüne vurulmuş gibi ani bir acı yaşadıklarını anlatıyor. 15 saniyeden az süre içinde de bilinç kaybı yaşanıyor.

Kalp Krizi
En çok rastlanan olay, kaslar oksijen alamayıp çırpınmaya başladığında hissedilen göğüs ağrısıdır. Kalbin normal ritminin bozulması, kalp atışlarını durdurur. Bilinç kapanır, ölüm gerçekleşir.

Asılma
Yağlı urganla asılarak boğulma 10 saniye içinde bilinç kaybına yol açıyor. Fırlatma tarzı asılmalarda amaç, boynun kırılmasını sağlamak. Ancak bu yöntemle asılan mahkûmlarda ölümlerin yine boğulmadan kaynaklandığı belirlendi.

Zehirli İğne
ABD'de idamlarda kullanılan yöntem doğrudan kalbi durduruyor. Araştırmalar, mahkûmların yanma ve büyük acı hissettiğini gösteriyor

3 Şubat 2011 Perşembe

Şoklayın geçsin!

Yakında zor problemlerin üstesinden gelmek çok kolay olabilir. Bilim insanlarına göre, bunun için biraz elektrik şoku yeterli!


Şoklayın geçsin!
Bilim insanları, beyine küçük miktarda elektrik akımı verilmesinin, insanların zor problemleri çözmesine yardımcı olduğunu öne sürdü.
Avustralyalı araştırmacılar, gönüllülerle yaptıkları deneylerde, bu kişilerin beyinlerinin ön lobuna elektrik akımı verildi. Akım verilen gönüllüler, akım almayanlara göre zor bir bulmacayı üç kat daha fazla olasılıkla çözebildi.
Sydney Üniversitesi'nden Richard Chi ve Allah Synder, elektrik akımının insanlara baskı altında ışık tutabildiğini ve yeni fikir üretmelerine yardımcı olduğunu söylüyor.
Uzmanlar, insanrların genelde yaratıcı olmayı zor bulmalarını, daha önce başarısız olmuş pratikleri benimsemeye devam etmelerine bağlıyor.
Uzmanlar belli miktarda elektrik akımının, beynin sorunları çözmeyi ve dana yaratıcı olmayı sağlayan bölümlerini harekete geçirebildiğini düşünüyorlar.
Akımın beşin hücrelerini harekete geçirerek beyin sol ve sağ bölümleri arasında rekabet yarattığını belirtiyor.
Bilim insanları, sol ön lobdaki aktivitenin kısıtlanmasının düşüncenin önyargılardan daha az etkilenmesini sağlayabileceğini belirtiyor. Sağ ön bölümdeki aktivitenin artması ise kavrayışı ve ihlamı artırıyor. Bulgular Plos One bilim dergisinde yayınlandı.

Shadyside Inn Suites

Shadyside Inn Suites is different. Your idea of staying in a hotel is about to change. Our suites are not typical hotel rooms. In fact we do not have rooms; we only offer suites. Why are we different? Your suite is a fully furnished apartment with the same amenities as a hotel located in a residential neighborhood. It’s not just any neighborhood, it's Shadyside, Pittsburgh’s most quaint, trendy, and upscale urban area. Picture Boston’s Newberry Street, or New York’s East Village and you will get an idea of what the Shadyside area is like.

Imagine having your own apartment in the best location in Pittsburgh for as little as a day or for as long as a lifetime. Shadyside Inn Suites is as flexible as you need. Only going to be here for a night? Why not have your own fully equipped apartment? Need somewhere to stay for a month while your house is renovated? Shadyside Inn Suites is your answer. Looking to attend the University for only nine months? Shadyside Inn Suites can accommodate. Think this is going to cost you more than a hotel? Not even close. Our rates are lower, our suites are double the size of any hotel in the area, our parking is free, and our location is unrivaled.

Our suites are located within a block or two of some of the best dining, entertainment, and shopping in Pittsburgh. At your door are 135+ shops, 15+ restaurants and some of the best nightlife in the area. Shop in small boutiques, visit your favorite national store, and dine on cuisines from all over the world. Shadyside living is unmatched.

Flowmeters & Mass Flow Controllers

The Highest Quality Flow Meters Available
Sierra Instruments manufacturers high performance mass flow meters and mass flow controllers for nearly any gas, liquid, or steam application. Customers choose Sierra when they need an accurate and repeatable flow measurement, short delivery lead times, expert flow advice, and long term support. We provide innovative, high quality flow meters and services to top businesses around the globe, helping them to achieve significant cost savings through increased efficiencies. When it matters, customers choose Sierra.

By combining superior quality in our flow meters with a talented global network of flow meter experts, we consistently deliver the best flow measurement solutions to our customers.

Experience Our Passion for Flow!
Our Thermal Mass, Transit-Time Ultrasonic, Vortex Shedding and Multivariable flow meters are available in both standard and customized versions for applications in laboratory, industrial, and hazardous environments. Sierra's flow measurement technologies precisely measure or control very low flows down to less than 1 sccm full scale as well as extremely high flows of gas, liquid, and steam. With rugged product design, cutting-edge innovation, and a team of flow experts Sierra Instruments comprises 107 offices worldwide in 47 countries. Experience why customers around the globe rely on Sierra.

What Are Your Flow Measurement Needs?
We provide cost effective, robust, turnkey flow meter solutions for:

•Gas
•Air Monitoring
•Emissions
•Oxygen
•Water
•Diesel
•Displacement
•Particulate
•Analyzer Measurement
The suite of flow meters and services we offer:

•Mass Flow Meters & Mass Flow Controllers - We are a manufacturer of premium quality & performance Mass Flow Meters and Mass Flow Controllers. We provide natural gas flow meters, mass air flow meters, water flow meters, and oxygen flow meters. Sierra also carries pipe flow meters, ultrasonic flow meters, digital flow meters, and several other meters to measure liquids and steam.
•Primary Standard Flow Meter Calibration & Field Services - We specialize in Primary Standard NIST traceable calibration, repair, and field services for mass flow meters and mass flow controllers.
•OEM, Private Labeling & Custom Solutions - We provide flow meter solutions for Original Equipment Manufacturers (OEM), Private Label, and general customers to meet their pricing and design goals.
•Sierra Emissions Systems - We manufacture the well-known Model BG-3 Transient Partial Flow Dilution System used to sample engine exhaust particulate emissions during engine R&D and Certification. We also supply other engine emissions systems tools, accessories, test cell automation solutions, and consulting services.
Providing a High Return on Investment
•Direct mass flow meters provide improved accuracy and cost efficiencies.
•Direct mass flow meters do not need pressure or temperature compensation equipment or flow computers.
•Flow meters provide immunity to process changes in P & T, leading to very repeatable measurements.
•In Gases, density is highly variable. Unlike mass flow meters, volumetric gas flow meters are very sensitive to changes in pressure and temperature.
•Mass flow meters are a necessity in over 80% of all industrial processes such as those involving chemical reactions, combustion, respiration, and HVAC, which are based on mass flow, not volumetric flow.
Industry Leading Customer Service
Providing quality service and support is very important to Sierra Instruments and we value the relationship we have with our customers. In fact, when you call Sierra, you talk to a live person, all the time, every time. With 30 years in the mass flow meter industry, Sierra Instruments takes pride in offering a one-on-one approach with each valued customer.